[vc_row][vc_column][vc_single_image][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][vc_column_text]Göç ve göçmenlik insanlık tarihinde sürekli var olan bir fenomendir. Fakat ekonomik nedenler başta olmak üzere özellikle de Sovyetlerin yıkılması ile birlikte, 1989 sonrası dünyada göç hareketlerinin daha da arttığı açıktır. Şüphesiz bu süreci Afrika’daki kabile savaşları, Balkanlar’daki etnik çatışmalar, Afganistan, Irak, Suriye gibi ülkelerdeki karışıklıklar/iç savaşlar ve Sanayileşme 4.0 ile birlikte iletişimin güçlenmesi dünyanın farklı bölgeleri arasındaki göç hareketlerini oldukça hızlandırmıştır. Bu çerçevede 1960’lı yıllardan itibaren başta ekonomik nedenler olmak üzere çok sayıda faktörün etkisiyle Türkiye’den özellikle Batı Avrupa ülkelerine de bir göç süreci yaşanmıştır. 

Geldiğimiz noktada bugün Türkiye dışında, başta Avrupa olmak üzere, ABD ve hatta Uzak Doğu’da yaşayan 7 milyon Türkiye kökenli insanın oluşturduğu bir Türk diasporası ile karşı karşıyayız. Ayrıca “gönül coğrafyamızdan” çok sayıda nedenden ötürü Avrupa, Amerika ve Avusturalya’ya gelen insanları da dikkate aldığımızda bu sayının çok daha fazla olduğu açıktır. Örneğin, gönül coğrafyamızdan gelen insanları da kattığımızda diasporamızın Fransa ve İngiltere gibi ülkelerin toplam nüfusunun %10’una tekabül ettiği bilinmektedir.

Bu önemli durum hem Türkler/Müslümanlar için hem de yaşadıkları ülkelerin toplumu için yeni ve tecrübe edilmemiş durumlara neden olmaktadır. Örneğin, Türklerin ve Müslümanların yaşadıkları toplumlarda azınlık olarak hayatlarını nasıl idame ettirecekleri ve daha önemlisi ırkçılığın yükseldiği bu dönemde insanlarımızın toplumsal konumlarını nasıl sürdürecekleri hem dünya hem de Türkiye kamuoyunda ciddi manada tartışılır hale gelmiştir. 

UID olarak bu ve benzeri sorunlara çözümler sunarak yasadığımız toplumların tek renkli değil çok renkli olmasına ve bu ülkelerin dünyaya açık ve katılımcı demokrasiler olarak varlığını sürdürmesine yaptığımız faaliyetler ile katkıda bulunmak istiyoruz. 

Fakat en önemlisi yaşadığımız ülkelerde edilgen bir konumda kalmaktan ziyade, kimliğini ve kültürünü yaşayan ve yeşerten, bulunduğumuz toplumların artık asli ve aktif unsurları olduğumuzu ortaya koyan, başta siyaset olmak üzere toplumun her alanında görünür ve artı değer katan bir unsuru olmak arzusundayız. 

Yaşadığımız toplumun kurum ve kurallarına saygı çerçevesinde daha katılımcı ve demokratik bir yapının oluşmasına katkı sunmak gayreti içerisinde olacağız. Netice olarak; daha huzur dolu yarınlara bulunduğumuz ülkelerin insanlarıyla birlikte yürümek istiyoruz.

[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]

Cookie Consent with Real Cookie Banner